Andy Warhol Sanatında Amerikan Kültürü

İnsan doğuştan bir tüketici olarak dünyaya gelmektedir. Yaşam için gereken kaynakların kıt oluşu, üreterek hayatta kalma mecburiyetini doğurmuştur. Çağlar içinde bu çelişkili tutumları dengelemek uğruna insanın bir değerler bütününü ve çelişkili kültürleri oluşturduğunu görürüz. Bu değerler arasında vatan, bayrak, üretim, ekmek, hasat, aile, din gibi kavramlar bulunmaktadır.
Amerika kıtasının keşfi ve istila gibi fethinin ardından bir süreliğine bollaşan kaynaklar ve ardından hızla yayılan sanayi devrimi dünya tarihinde oluşan tüm dengeleri değiştirmiş, iki dünya savaşı yaşanmıştır. Birden değişen toplum içinde reklam ve propaganda kendi başına bir sanayi haline gelmiş, tüm değerler bu propaganda sistemi üzerinden yeniden oluşmaya başlamıştır.
Yeni biçimlenen bu toplum tüketim toplumu olarak nitelendirilmiştir. Bu yeni toplum tipi günlük popüler temalar peşinde görünmektedir. Tüm değerler de sanki tüketilebilir metalar olarak konumlandırılmaya başlanmıştır. Çok tüketebilmekten beklenen mutlulukların aslında geçici hazlar olarak uzun vadede yine mutsuzluklar yaratan çelişkili duygusal durumlar, hatta çelişkili toplumsal yapılar oluşturduğu gözlenmiştir.
Tüketim kültürünün popüler hale geldiği dönemin sanatçıların eserlerinde, zaman zaman yaşanan bolluk dönemine övgü, zaman zaman ise tüm değerlerin tükenişine eleştiri görülmektedir. Dönemin en önemli öncü sanatçısı, Pop Art akımının kurucusu Andy Warhol’un eserlerinde her iki bakış, yargısızca izleyicinin karşısına konmaktadır. Andy Warhol ikonlaşarak tükenen insanları serigrafi tekniği ile çoğalttığı eserlerinde işlerken, tüketim toplumunun geldiği noktayı ortaya çıkarır ve tükenen şeyi veya kimseyi onurlandırarak sergiler. Seyirciyi öz eleştiri yapması için kendi ile baş başa bırakır diyebiliriz.
Bu makalede, ABD’de ortaya çıkan tüketim kültürünün Andy Warhol sanatındaki yansımaları incelenmekte ve analiz edilmektedir.
Bulgular
Amerikan Tarihi ve Tüketim Toplumu
Amerikan Kültürü içinde Andy Warhol’u anlayabilmek için önce Amerika kültürünü ve yarattığı tüketim kültürünün ne olduğunu ve nasıl oluştuğunu anlamak gerekmektedir.
ABD ticari bir ortak amaç uğruna Avrupalı göçmenlerin kurduğu bir ülkedir. Avrupa’da ekonomik sıkıntı içindeki pek çok insanın geçim derdi nedeni ile göç ederek yerleştiği ve bir vergi meselesi bahanesi ile Avrupa’nın sömürgeciliğinden kurtulmak üzere gerçekleştirdiği bir devrim sonucu kurulmuştur. Bu kuruluşta ilan edilen ‘Bağımsızlık Beyannamesi’ ileride insan haklarının da temelini oluşturmuştur. Bu beyannameye göre:
“Yaşama hakkı, hürriyet hakkı ve saadetini temin etme hakkı devletler bu hakları sağlamak için kurulmuştur ve yönetenler her türlü iktidarı yönetilenlerin rızasından alır. Bu haklara aykırı davranan iktidarı değiştirmek milletin hakkıdır” (Birecikli, 2011).
Bu beyanname ile kurulmasına rağmen tüm ABD kültürü ve tarihi bununla çelişki içindedir. Yerli halka soykırım yapılırken, çalışması için Afrika’dan köleler getirilmiştir. İnsan tanımı ise, sadece beyaz anglo sakson erkekler üzerinden yapılmıştır. Burada yetişen yeni neslin bu çelişkili çerçevede geliştirdiği toplum; tüketim toplumu ve tüketim kültürü olmuştur.
II. Dünya Savaşına dek köksüz görülen ABD, savaş sonrası kurtarıcı ve kazanan rolü ile popülerleşmiştir. Avrupa yoksullukla boğuşurken refah toplumu görüntüsündeki ABD’nin hayranlık uyandırdığını ve kendi yarattığı tüketim kültürünü tüm dünyaya yaygınlaştırdığını gözleriz. Bu gelişmelere sanat yansımasından örnek olarak Jasper Johns’un “Bayrak (Resim-1), 3 Bayrak, Moratorium (Resim-2)” eserlerini sayabiliriz.
Bayrak, ulusal değerin en önemlilerindendir. Jasper Johns, gazete parçaları, eski boyalarla ürettiği bayrak resimleriyle ABD’nin kendi kültürünü dünyaya dayatmasını eleştirmektedir. Ulusal değerin tüketim nesnesi haline gelişini, ABD çelişkisini, hayranlık uyandıran gücünü ve bu gücün yarattığı tüketme ve yok etme kültürünü sorgulamaktadır.


Toplum ve Sanat ilişkisi
Sanat, tarihin ilk anlarından itibaren insanın kendini ifade etme biçimi olmuştur. İnsanlar, yaşam biçimleri, toplumları ve kültürleri oluştururken beraberinde sanat yoluyla iz bırakabilme ve ifade ederek var olmuşlardır.
Sanat, genel düşünce tarihinin bir parçası olarak çağın sorunlarıyla estetik katarak ilgilenmiştir. Bir bütünün parçaları olarak bilim, sanayi, dinler, siyaset toplum üzerinde değişim yaratan her şey sanat üzerinde iz bırakır ve sanat ile iletişim yolu bulur.
20. Yüzyılın hâkim kültürü olan tüketimin tüm insanlığı derinden etkilemesi ile sanat eserleri üzerinde etkilerini görmekteyiz. Tüketim kültürünün yarattığı tüketim
toplumlarının sanat tarihinde yarattığı akım Pop Art akımıdır ve tüketim toplumunun ifadesi olarak tarihe geçer.
Amerikan Kültür Endüstrisi ve Sanat İlişkisi
Kültür, zaman içinde insanların fikirlerinde, duygularında ve ortaya koydukları yapıtlarından benzeşme ve uyuma yönelmesiyle ortaya çıkar. Dinamik ve değişken olgudur. Antik çağda Yüksek kültür ve alt kültür ayrışması doğalken, Rönesans döneminde bu iki kültürün alışverişini görürüz. Aydınlanma döneminin sonunda sanayileşmeyle beraber kültür bir endüstri ürününe dönüşmüştür. Sanayi devrimi sonrası, gelişen standartlaşma ile yüksek ve alt kültürün birbirine yaklaştığı ve iç içe geçtiği gözlenmektedir.
Andy Warhol’un kültürlerin yaklaşmasını aktardığı sözleri şöyledir:
“…bu ülkenin harika yanı en zengin tüketicilerin en yoksullarla esasen aynı şeyleri satın alması geleneğini Amerika’nın başlatmış olması. TV seyredersin ve Coca Cola görürsün ve bilirsin ki Başkan kola içiyor, Liz Taylor kola içiyor ve sen de kola içebileceğini düşünürsün. Kola koladır ve ne kadar çok paran olsa da köşedeki berduştan daha iyi bir kola alamazsın. Bütün kolalar aynıdır. Ve bütün kolalar iyidir… Bunu başkan biliyor, Liz Taylor biliyor, berduş biliyor ve sen de biliyorsun… (Eroğlu, 2021, s.213-214).”
Eskiden sanat yapıtları, bir ideayı ifade ederken kültür endüstrileştikçe bu anlayış değişmiş gelişen sentetik tarz bir metalaşmaya yol açmıştır. Andy Warhol’un eserlerinden bu bakışa örnek verirsek:
Warhol, Rönesans yüksek kültürüne ait Mona Lisa eserini, toplumun her seviyesinde yorumlanabilen, serigrafi baskı tekniği ile bir metaya dönüştürerek yeniden yaratır ve Mona Lisa’yı (Resim-3) ikonlaştırır.

Bir diğer örnek ise, Warhol’un “Coca Cola 3 Coke Bottles” eseridir (Resim-4). Ticari bir ürün yağlı boya tablo ile sanat eserine dönüştürülerek Coca Cola ticari markasının ikonlaşmasını gözlemekteyiz.

Kültürün endüstri haline gelişi Amerikan Tüketim Kültürünün yaygınlaşmasıyla ortaya çıkmıştır. Bunda da en önemli rolü reklam endüstrisi almıştır. Kitle iletişim araçları ve reklamlar yoluyla yaygınlaşan bu tüketim kültürü daha önce hiç olmadığı kadar bütünleşme, birleşme ve aynılaşmaya yol açmıştır. Reklamlar aynılaşmayı gerçekleştirirken eski kültürel değerleri de yeniden yaratmıştır. Buna en güzel örnek ise Huddon Sundblom’un Afişleridir (Resim-5).

Sundblom’un “The Night Before Christmas (Noelden Önceki Gece)” isimli eserindeki Noel Baba; Antalyalı bir Aziz iken, Norveçli bir oyuncakçıya dönüşmüş ve bu hali üzerinde dünya birleşmiştir. Noel Baba artık, Norveçli içinde Norveçli, Türkler içinde Norveçli ve köşedeki berduş içinde Norveçlidir.
Tartışma
Tüketim Kültürü
Tüketim, ihtiyacı olan veya ihtiyacı olduğunu zannettiği şeyleri satın alıp yok etme davranışıdır. Ekonomik hayatın o kadar merkezindedir ki; dünya bu olgunun etrafında dönerek devamlılığını sağlayabileceği sanrısı içinde bir kısır döngüde hızlanmaktadır. Bu döngü o derece hızlanmıştır ki, 20.yüzyılın ikinci yarısında üretim ve tüketim arasındaki sebep-sonuç ilişkisinin dönüştüğü görülmektedir. Endüstrinin ortaya çıkardığı ucuz, seri ve standart üretimin satılabilmesi için reklam endüstrisi gelişmiştir. Reklam Endüstrisi tüketici davranışını manipüle ederken, bu anlayış endüstriyel biçimde yaygınlaşarak her değeri kapsamına almıştır. Kişileri, değerleri nesneleştirerek anlamlarından koparmıştır. İkinci Dünya Savaşı sonrası, Avrupa
fakirlik, yokluk ve yıkım ile kaybeden olarak boğuşurken, ABD tüm dünyada güçlü, dilediği her şeyi bolca tüketebilen görünümüyle hayranlık uyandırmış ve yarattığı tüketim toplumu ve kültür endüstrisinin tüm dünyaya yayılmasına yol açarak kazanan olmuştur.
Tüketim kültürünün dayattığı bu yaşam biçimleri sadece bunun üzerinden değerlendirilirken yüksek ve alt kültür sınıf farkları azalmış fakat Kazananlar ve Kaybedenler olarak yeni iki sınıf meydana gelmiştir. Paolozzi’nin eserleri de bu konuya örnek verilebileceğimiz eserlerdir.

Paolozzi, “Real Gold (Gerçek Altın)” (Resim-6) isimli eserinde; renkli mecmualardan kesilen figürlerle sunduğu kolaj eseri tüketim kültürü ile övdüğü ABD’yi yansıtmaktadır. Gerçek Altın işte bu ucuz şeyleri tüketebilme özgürlüğü gibi gösterilmekte, yükselen tüketim toplumuna, bir övgü olduğu söylenebilmektedir. Tüketimin bir hayat felsefesi oluşunu da göstermektedir.
Sanat ve Popüler Kültür
Popüler kültür, gündelik yaşama hâkim olan kültürdür. 20.yüzyılda tüketmenin çevresinde şekillenmiştir. Popüler “halka ait” olan demek iken zamanla “tanınmış”, “kabul görmüş” olan anlamına değiştiği görülür (Çoşgun, 2012). Tüketim toplumunda popüler olmak “kazanan” sınıfına ait olmak anlamında olduğundan popüler olma uğruna kişiler, değerler nesneleşerek, özlerinden kopmaya başlamışlardır.
Popüler kültür, kazanan sınıfında olmayı dayatmaktadır. Kendin bir Hollywood yıldızı olamıyorsan, onun gibi giyinir ve ona benzemeye çalışarak, kendini sunulan nesneye benzetmeye çalışırsın, bu şekilde kazanan sınıfına ait olma çabası kişinin gerçek benliğini yok etmektedir.
Geçicilik ve hızlı tüketimin dayattığı en önemli sloganlardan ikisi “kullan at”, “hızlı yaşa, genç öl ve ardında yakışıklı bir ceset bırak…” konuyu çok çarpıcı anlatmaktadır. Seri üretimin ucuz ve bollukla ürettiği ürünlerin çok satılabilmesi için bazen de ürünün ekonomik ömrü tamamlamasa bile atılması ve yerine yenisinin alınması dayatılır. Bu anlayışın insan hayatına etkisi sanıldığından büyük olmuştur. Genç yaşta tükenen hayatlar, kirlenen soluduğumuz hava ve yüzülemeyecek hale gelen denizler gibi. Bu konuya örnek olarak, Andy Warhol’un yapmış olduğu “Rebel Without a Cause (James Dean)” eserini verebiliriz (Resim-7).

James Dean, gençliğin hayran olduğu genç yaşta ölen bir ikondu. Warhol bu eserde, Amerikan imajı ile Japonca harfler kullanılmış, kitle iletişimi ile “kullan at” kültürünün yaygınlaşmasına atıfta bulunmuştur.
Bir diğer örnek ise, Andy Warhol’un yapmış olduğu “Gold Marilyn” (Resim-8) eseridir. Popüler tüketim kültürünün insanlar üzerindeki etkisini en iyi anlatan bir yapıttır. Marilyn Monroe kendi yaşamına son verdiği düşünülürse, bu eser insanları acımasızca harcayan tüketim toplumuna yapılan eleştiri gibidir.

Popüler kültürün vardığı noktada hızlıca her şeyi; kendin de dahil olarak tüket, ancak o zaman “kazanan” olursun mesajının en güzel yansımaları bu eserlerde görülmektedir.
Tüketimin Boyutları ve Sanata Etkisi
Tüketimin boyutları ve sanata etkisini dört boyutta inceleyebiliriz.
- Her tür etkinlik, tüketim toplumlarında kültür olarak adlandırılır ve reklamlardaki göstergeler, kültürleri fotokopileştirir/aynılaştırır.
- Tüketim kültürü içinde ortaya çıkan sanat eserleri, toplumsal olan bilginin gerçekle olan bağını koparıp hepsine yeni anlamlar yüklemektedir.
- Popüler kültürün yeniden yorumladığı bu anlamları estetik anlayışla izleyiciye sunularak, modern sanata farklı bir duruş getirmektedir.
- Bazen de eserler, sanat ürünü yerine kitsch1 ürünlere dönüşmektedir.
Popüler kültürün ortaya çıkardığı Pop Art özellikle sanatın metaya dönüşmesi kaygısı üzerinden eleştirilir. Çünkü sanat eğlence veya dinlence anlayışının bir parçası haline gelmekte ve kitsch olanla gerçek sanat arasındaki ayrımın yapılması zorlaşmaktadır.
1 Kitsch: Genellikle var olan bir tarzın aşağı bir kopyası olan sanat (Çirkin, Rüküş, Taklit)
Bu konuya en güzel örnek, Kültür ve Turizm Bakanlığı (KTB)’nın 2022 yılında icra ettiği “Kültür Yolu” etkinliği kapsamında, Taksim Meydan Düzenlemesinde sergilenen “Frida” (Resim-9) figürüdür. Frida’nın “Dikenli Kolye ve Sinek Kuşu” eserinin bir çiçekçi ve eğlence alanına dönüştüğünü gördüğümüz bu çalışmada aktivist bir ressamın kendi kişiliğinden koptuğu gözlenmektedir.

Tüketim kültürünün ve endüstrinin getirdiği aynılaşma, eserlere, eleştirilere, sergi ve müzelere de yansıtmaktadır. Bu aynılaşma ve rekabetin getirdiği farklılaşma baskısı, iki çelişkili durumdur ve yarattığı baskı sanatın da eser sahibinin de tüketilen nesnelere, ticari metalara dönüşmesine sebep olabilir.
Aynılaşmaya en güzel örnek 2022 yılında İstanbul Bienalinde, Versus Art Project Galerisinde, Cem Hamlacıbaşı’nın uluslararası binlerce müze broşürünü sergilediği ve metinlerin aynılaşmasını gösterdiği sergi, bu duruma en güzel örnek olarak verilebilir (Resim-10).

Sanatın Metalaşması
Nesnede bir değişim değeri söz konusuysa o nesne bir metadır. Sanatın ve kültürün metalaşması, Pop Kültür ve Pop Art’ın en önemli tartışma konularından biridir. Modern sanatı destekleyenler metalaşmanın sanat yapısının doğasının gereği olduğunu savunurlar. Sanat her dönem bir gücün himayesi altında olmuştur. Hamisi olan kişilerin isteklerine göre üretilen sanat, özel üretim metalarıyken, sanayi devrimi sonrası piyasanın isteklerine göre üretilir. Ancak; Eleştirmen, Felsefeci Theodor W. Adorno, ticari kaygıyla sanatçının eserini üretirken özünü koruyamadığı kaygısı taşır. Ona göre sanatı değerlendirenler artık entelektüel zihin ve zevkler değildir ve piyasanın metalaştırdığı ürünü sanat olarak görmez.
Sanatın ve kültürün metalaşması sanayi devrimi ile başlamıştır. Teknoloji, ticaret, moda, reklamcılık, sponsorluk vb. ticari ilişkiler ve girişimler bu metalaşmanın etmenleri olmuşlardır.
Adorno’ya göre sanat, ticari bir faaliyet alanı haline gelerek, herhangi bir otoriteye bağlı olmadan çalışan zihni ortadan kaldırmıştır. Ona göre sanatın metalaşması, bir sanatçı olarak kendisinin ve zihinsel faaliyet alanlarının metalaşmasıdır.
Seri üretim kültürünün getirdiği standartlaşmanın sanata yansıdığı görülür. Sanattaki bu standartlaşma onu şeyleştirdiği konusunda Adorno tarafından eleştirilmektedir.
“…sanat büyüden arındırılarak sıradan ve kendine özgü bir şeyleşme sürecine dahil edilmiştir…yüksek sanat endüstrileşmeye teslim olmuştur…” (Bahadır, 2019, s.166- 167) diye ifade etmektedir.
Buna karşın Warhol ise şu sözleriyle sanatın meta olduğunu vurgulamaktadır.
“…Amerika’ya tapıyorum…benim resimlerim bugün Amerika’nın üzerine inşa edilmiş olduğu kişiliksiz, kaba ürünlerin ve sakınması olmayan maddi nesnelerin ifadesidir. Bizi ayakta tutan yararlı fakat dayanıksız simgelerin, alınıp satılan her şeyin yansıtılmasıdır. Sanat metadır ve meta olduğunu işaret eder… (Eroğlu, 2021, s.212)”.
Bu konuya en güzel örnek Andy Warhol’un yapmış olduğu “Coca Cola 3 Coke Bottles” (Resim-4) eseridir. Bu eserde de metanın sanat eserine dönüşerek sergilenişini görürüz.
Sanatın Tükenmesi ve Yeniden Evrimleşmesi
Her yeni sanat akımı bir önceki akıma muhalefet ederek yıkar ve yenilenerek, yeniden yapılanarak doğar. Pop Art’ın doğuşu ve gelişimi de bu süreçten geçmiş ve sanat akımları arasında yerini almıştır. Her yeni sanat akımı dönemin farklı eleştirilerine maruz kalmıştır. Yeni ortaya çıkan sanat akımının sanat olup olmadığı iddia edilmiştir. Greenberg, Adorno, Kuspit gibi dönemin eleştirmenleri tarafından Pop Art “orijinalliğe değer vermemesi” nedeni ile eleştirilmiş ve “sanat tükenmiştir” diye yorumlanmıştır.
Kuspit, günümüz sanatının zamansızlığını, idealizmini ve empatisini yitirdiğini öne sürer. Eğlence ve dinlence olarak sunulan sanat anlamından kopmuştur ve sanat değildir diye ifade eder. Ona göre, sanatın farkındalık yaratma, insanı geliştirme konusunda estetik değerlere bağlı kalma misyonu ortadan kalkmış görünmektedir.
Kuspit’e göre; “…gözde bir kavramı olan herkesin kendini sanatçı olarak görmesi ve ilan etmesine olanak yaratılmıştır… (Kuspit, 2022, s.24).”
Kuspit’in sanatın yeniden evrimleştiği ile ilgili umudunu ise şu sözlerinde görürüz:
“…post sanatın yaşamı şeyleştirmesi nedeni ile anlamsız sanat haline gelmiştir… Fakat eski ve yeni ustalar sanatın derin anlamını yeniden ortaya çıkarıyorlar… (Kuspit, 2022, s.205).”
Amerikan Kültür Eleştirisi Olarak Popüler Kültür ve Sanata Etkileri
Tüketim toplumu ve popüler kültürün kaynağı ABD’dir. Popüler kültürün yarattığı Pop Art, yüksek sanatla, yüksek olmayan sanat arasındaki farkı azaltarak kitle popüler kültürünü, yüksek kültürün konusu haline getirmiştir.
Neyin sanat olduğuna satış rakamının karar vermesi söz konusudur. Bu gelişme izleyici olan herkesi eleştirmen haline getirir. Ancak, izleyici iradesi özgür değildir, onun neyi beğeneceği, kültür endüstrisi ve tüketim toplumunda dayatılan bir olgudur. Reklam endüstrisi bu iradeyi manipüle ederek ele geçirmiştir. Greenberg, eleştirinin entelektüel bilinç ve zihinden kopuşunu eleştirmektedir. Bu kopuş nedeni ile eleştirinin gerçeklikten koptuğunu ve Pop Art’ın “kitsch” bir sentetik ürün olduğunu düşünerek eleştirir. Fakat sonunda New York sanat çevresinde Post Greenberg döneminin başladığı gözlenir ve Pop Art sanat tarihinde yerini alır.
Andy Warhol ve Popüler Kültür
Andy Warhol Pop Art akımının öncüsü olarak, sanata “Warhol öncesi ve Sonrası” olarak adlandırılacak bir bakış ve üslup getirmiştir. Eserlerinde popüler kültürün, gündelik yaşamın konularını; film yıldızları, suçlular, otomobil kazaları, elektrikli sandalyeler gibi nesneleri ve şiddeti, ölümü, mutluluğu, tüketimi olduğu gibi yansıtmaya çalışır. Makineleşmiş toplumu duygusuz, monoton olarak sunmaktadır.
Andy Warhol Sanatı ve Felsefesi
Tüketim kültürünün araçlarından olan reklam endüstrisinin en başarılı grafikerlerinden olan Andy Warhol “Amerikan Rüyası” olarak sunulan endüstrileşmenin bedeli, tüketim toplumunun ortaya yenilik olarak ortaya koyduğu yüksek kültür ve alt kültürün yakınlaşmasıyla yıkılan eski değerler ve standart ucuz metaların yükselişini, kazanan-kaybeden dünyasının hem hayranlıkla hem de kaybolan tükenen eski değerlere hüzünle veda ettiğini görebiliriz. Buna estetik bir
bakış katmayı becerirken paranın gücünü övmeyi sürdürmektedir. Bu yeni çağdır ve Pop Art bu çağı yansıtır. Bu yeni çağı bir tarz ile en iyi Warhol ortaya koymaktadır.
Andy Warhol’un sanatının üç dönemi vardır. 1947-1959 arası birinci döneminde reklam dünyasının şöhretli ve önemli bir ismi olarak ticari ressamlıkla kariyeri başlamıştır. İlk kişisel sergisi, 1952 New York Hugo galeride ayakkabı illüstrasyonlarından oluşmuştur. 1962-1966 arası ikinci ve klasik dönemi Amerikan hayat tarzını anlattığı dönemidir. Amerikan ikonsal düşü, Bayan Minik Kalkık Burun’un görünümüne büyük özlem duyan Bayan Koca Burun yan yana gösterdiği eseri (Resim-11) bu konuda gösterilebilecek bir örnektir.

Warhol, ucuz bir estetik operasyon reklamını tekrar yarattığı “Before and After, (Önce ve Sonra)” isimli bu eseri ile Amerikan bakış açısını eleştirmeden ortaya koymaktadır. Warhol’un Amerikan çelişkisi ve özünden kopmak net olarak bu dönemdeki her eserinde hissedilmektedir.
“…gelecekte herkes bir gün on beş dakikalığına meşhur olacak…”
Warhol’un ikonik sözlerinden biridir. Amerikan Kültüründe kazanan olmak en önemli unsurdur, bunun bir yolu da şöhret olmaktır. Şöhret otomobil kazasıyla veya suçlulukla da geliyor olabilir.
Warhol’un “En Çok Aranan On Üç Adam” (Resim-12), “Amerikan İkonsal Düşü” gibi eserleri Amerikan bilinçaltının yansıtılmasıdır.

Warhol’a göre her şey satıştaki bir üründür. Eserlerinde bu nedenle hem Amerikan ikonik ticari ürünlerini kullanır hem de resmettiği ünlüler veya olaylar bir ürün gibi resmedilerek sergilenir. Onun için “Campbell Çorba Konservesi” (Resim-13) veya “Marilyn Monroe” (Resim-14) ve hatta bizzat kendisi arasında pek bir fark bulunmaz. Markaların ve hatta iş hayatının bizzat sanat olduğuna inanmaktadır. Kendi hayat ve sanat felsefesini onun şu sözlerinde görmekteyiz.
“…iş ressamı olarak başladım ben. İş ressamı olarak bitirmek istiyorum…işte iyi olmak en büyüleyici sanat türüdür…para kazanmak sanattır, çalışmak sanattır, iyi iş ise en iyi sanattır… (Eroğlu, 2021, s.227)”.

Warhol, sanatının 1967-1987 arasındaki üçüncü döneminde artık New York avangardının önemli bir figürü ve ikonu haline gelmiştir. Ona oto portre yaptırabilmek kişinin başarılı, kazanan biri olduğunun göstergesi haline gelmiştir. Pop Art akımının kurucusu olmanın yanı sıra pek çok genç sanatçının da onun izinde olduğu ve ilham aldığı gözlenmektedir.

Andy Warhol’un Eserlerinde Amerikan Kültürü ve Eleştirisi
Warhol, Amerikan kültüründeki tek değerin, para oluşuna hayrandır ve ona göre diğer her değer tüketilmek için yaratılmış ve sunidir. Sanat Eleştirmeni Prof.Arthur C. Danto “Andy Warhol” kitabında onu şöyle tanımlamaktadır.
“…Warhol, sanat hakkında pek bir şey bilmeyen insanların sanatçısı haline geldi. Onların dünyasına dokunan ideal sanatçısı oldu. …çağın değerlerini kucaklayan bir yaşam anlayışını somutlaştırıyordu. Hayatın ikonik imajını yaratmıştı. Hiçbir sanatçı buna bu kadar yaklaşmamıştı… (Danto, 2018, s.25-26)”.
Amerikan kültürünü ve onun yarattığı tüketim toplumunun bir hayranı olarak Andy Warhol’un eserlerinde Amerika’yı Amerika yapan her şeyin izini görmek mümkündür.
Pop Art ve Amerikan Kültür Endüstrisi
Pop Art tabiri ilk kez Sanat Eleştirmeni Lawrence Alloway tarafından 1958’de “popüler kültür araçları kullanılarak icra edilen sanat” anlamında kullanılmıştır.
Amerika beyannamesinde ilan ettiği üzere insana saadet vaat etmektedir. Ancak bu saadetin yolunu maddi değerlere bağlar ve yarattığı Amerikan Kültür Endüstrisi mutluluğun tek koşulunu çok tüketebilmek olarak ortaya koyar. Yenilikleri denemek, yaşam stili haline getirmek olan bir kitle yaratmıştır. Pop Art hareketi bu kültürden temellenmiştir ve yükselmiştir. Çıkışı reklam endüstrisi içinden yapan Warhol sanatında hem endüstriyel bir gelişme olan baskı tekniklerini, hem reklam bilgisini kullanmıştır. Bu dönemde pek çok sanatçıya da ilham olarak önderlik etmiş ve geniş bir sanat çevresini etkisi altına almıştır.
Pop Art ve Popüler Kültür
Popüler Kültür; gündelik yaşama hâkim olan kültürdür. 20.yüzyılda tüketmenin çevresinde şekillenmiştir. Pop Art, tüketim toplumunun yarattığı popüler kültürün bir ifade biçimidir.

Andy Warhol elektrikli sandalyeler (Resim-15), suçlular, araba kazaları, Hollywood ünlüleri, gündelik yaşam, ikonik hale gelen her şeyi sanata katmıştır. Yüksek kültür ürünü olarak lanse edilen herşeyi yüksek zümreden toplumun keyif alabileceği bir düzeye getirerek, pop tüketim kültürünün gücünü hem ortaya çıkarmış hem de kullanmıştır. Bunu o kadar iyi bir üslupla yapabilmiştir ki, New York sanat çevresi
onu kabul edip yüceltmiştir. Warhol’un eserlerinde kullandığı ritim, estetik ve kendine has üslup ile sanat tarihindeki yerini almıştır. Aynı zamanda Pop Art akımı da onun önderliğinde, onun felsefesinde ve onun sorguladıkları üzerinde, kabul görüp yükselmiştir.
Tüketim Toplumu ve Pop Art
Kültürün sanayi üretimi ve seri üretimle şekillendiği, üretilen nesnelerin resim, müzik, sinema filmi hatta toplumsal ilişkilerin bile tüketimin parçası haline dönüştüğü iyi, güzel ve moda olanın da sürekli değiştirildiği bir kültür tasarımı olarak “tüketim kültürü-popüler kültür” kendini yaratır.
Böylece eski kültürel değerler derinliklerini kaybeder. Kazanan Kaybeden dünyasında sadece parasal değer ölçütünün kaldığı görülür. Yüzeysellik değerlidir. Mutsuzluk ve boşluk hissi içinde paralı insanlar başarılı olarak değerlendirilmiş olur. Kaybedenler evsiz ve fakirler görmezden gelinir.
Pop Art bu çelişkili bakışı ortaya estetik olarak koymayı başarır. Andy Warhol kendi yazdığı America kitabında da bu konulara değinmiştir. Eserlerinde bu dönüşüm olduğu gibi kabul edilerek yansıtılır. Amerikan çelişki toplumunu ve bilinç altı ruhunu bunlarda görebiliriz. Hem bir yas hem bir hayranlık bu eserlerde izlenebilmektedir.
Sonuç
ABD kuruluşundan itibaren parasal bir hedefte, insan hakları maskesinin arkasında çelişkili bir toplumdur. Aynı dönemde gelişen sanayileşme ve seri üretimin yarattığı ucuz metaların bollaşması sonucu yükselen kapitalizm, artan çılgın rekabet ve peşi sıra gelişen reklam endüstrisi sayesinde insanların tüketim gerekçeleri kendi kontrollerinden çıkmıştır. Bu gelişmelere paralel olarak ABD’de yeni neslin oluşturduğu kültür, tüketim kültürü ve toplumda, tüketim toplumu olarak şekillenmiştir. Bu değişen toplum sanatı, kültürü ve değerleri endüstrileştirerek kendisine bir ifade biçimi yaratmıştır.
ABD İkinci Dünya Savaşının kazananı olunca bu kültür dünyaya hızla yayılmış ve kitlesel kültür endüstrisi popülerleşmiştir. Bu popülerleşme tüm farklı değerleri, yüksek ve alçak kültürü birbirine yaklaştırırken, yeni tüketim toplumunun popüler kültürü “kazananlar” ve “kaybedenler” olarak farklı iki sınıf oluşturmuştur.
Tüketim toplumunun yarattığı popüler kültür, değerlere yeniden anlam kazandırırken onları yüzeyselleştirmiştir. Bu öyle hızla ve geniş kapsamda bir yaygınlaşmadır ki; modern toplum bir simülasyona insanlar ise, avatarlara dönüşmüştür. Dönüşüm sonrası her şey ticari bir meta haline gelmiştir.
Sanatı değerlendiren zihin artık entelektüeller değildir. Her izleyici bir eleştirmene dönüşmüştür. Sanayide olduğu gibi sanatta görülen aynılaşma “kitsch” ve “gerçek sanat” arasındaki ayrımı zorlaştırmıştır.
Kazanan ve Kaybeden dünyasının popüler kültürün yaygınlaştığı bu dönemin yarattığı sanat Pop Art olarak adlandırılmaktadır. Pop Art’ın kurucu öncüsü kendisi de ticari ressamlıktan gelen reklam endüstrisinde yetişmiş olan Andy Warhol’dur.
Tüketim kültürünün özendirilmesi ve makineleşmeyle insanların kültürlerinin aynılaşması, biricikliğin yitirilmesi, duygusuzlaşma, yüzeyselleşme ve her şeyin satılabilir ve tüketilebilir oluşunu yargısızca izleyen bir sanatçıdır. İkon olan bir Hollywood yıldız Marilyn Monroe ile bir şişe Coca Cola arasında bir fark kalmamış oluşunu eserlerinde ortaya koyarken, yargılamak yerine bu çelişkili mesajları vurguladığını eserlerinde görmekteyiz. Bir farkındalığı parmakla gösterirken kendisi de Amerika’ya ve bu çelişkilerin içinden doğan modern ülkeye, ikonlarına, maddi gücüne hayranlığını gösterir ve bunun yanı sıra içi boşalan değerlere hüzünlü bir veda hissettirmektedir. Bu da Andy Warhol’u bir deha, bir ikon ve öncü bir sanatçı haline getirmektedir.
Warhol, pop kültürün çelişkili, vitrinin ön planda olduğu bu yeni kültürün hayranıydı. Eserlerinde insanın tüketim toplumunda yüzeysel oluşunu yansıtırken onları daha canlı daha parlak daha zengin ama daha mutsuz ve bu maskelere hapsolmuş olarak göstermektedir. İnsanların ruhsuz, duygusuz hale gelişini gözler önüne serer. Kültürün ideadan sentetik tarz ile metaya dönüşümünü en güzel yansıtan eserler onundur. Sanat ve hayat felsefesinin çıkış noktası tüketim toplumunun kültürüne uygun olarak; para kazanmaktır.
Warhol’un ön görüleri, 15 dakikalığına herkesin meşhur olacağı, meta olanın değerli olduğu, bugün iyice benimsenmiş ve yaygınlaşmış bakış açısıdır. Ancak şöhretin nasıl elde edileceği ile ilgili çok farklı temalarla izleyiciye seçenekler sunmaktadır. Trafik kazalarını, Hollywood yıldızlarını, ağır suçluları konu aldığı eserleri vardır. Bir servet
sahibi ve ünlü olmak için banka soyguncusu olmak veya bir sinema yıldızı olmak veya Çin Halk Cumhuriyeti Başkanı Mao olmak insanın seçenekleri arasında olmuştur.
Andy Warhol pop kültürü ifade ederken sanatı yeniden şekillendirip ortaya koyabilmiştir. Sanatın çıkış noktası; onu yaratanın insan bilinci olduğudur. İnsanın acımasız rekabet çarkında kendini hoyratça tüketmesi, yeni dijitalleşen yaşam kültüründe oluşacak sanatı da yeniden şekillendirmektedir. Bugün post modern dünyadaki dijital kültür ve yapay zekâ teknolojileri sanatı Andy Warhol’un açtığı yolda yeniden tanımlanmaya başlamıştır.
Kaynakça ve Notlar
Baudrillard, Jean. (2022). Tüketim Toplumu. (Nilgün Tutal& Ferda Keski,Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Bahadır, Murat. (2019). Theodor W Adorno’da Kültürün Metelaşması. İstanbul: Çizgi Kitabevi.
Krause, Anna Carola. (2005). Rönesanstan Günümüze Resim Sanatının Öyküsü. (Dilek Zapçıoğlu, Çev .) Almanya: Literatür Yayıncılık.
Adorno,W.T. (2021). Kültür Endüstrisi Kültür Yönetimi, (Nihat Ülner, Mustafa Tüzel ve Elçin Gen, Çev.) İstanbul: İletişim Yayınları.
Kuspit, Donald. (2022). Sanatın Sonu. (Yasemin Tezgiden, Çev.) İstanbul: Metis Yayınları
Birecikli, B.İ. (2011). Amerikan’ın Kuruluşu ve ABD-Avrupa İlişkileri (1776-1876), History Studies Internatinal Of History Dergisi. Erişim Tarih: 4 Nisan 2023, https://www.historystudies.net/indir.php?yol=dergi&dosya=tar20151291146 adresinden alınmıştır.
Coşgun, M. (2012). Popüler Kültür ve Tüketim Toplumu. Yaşam Bilimleri Dergisi, Erişim tarihi: 5 Haziran 2023, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/313608 adresinden alınmıştır.
Erdal, C. (2010). Popüler Kültür ve Sanat. Erişim Tarihi: 6 Haziran 2023, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/255292 adresinden alınmıştır.
Dede, E. (2014). 1960 Sonrası Tüketim Kültürünün Sanata Yansımaları, Erişim Tarihi: 6 Haziran 2023, https://dergipark.org.tr/tr/pub/deuefad/issue/34992/388268
Eroğlu, S. (2021). On Yenilikçiyle Pop Art, İstanbul: Genç Destek Yayınları.
Warhol, A. (1985). Amerika, ABD: Harper Row Publishers in Penguin Classics 2011.
Öğüt, Ç.G. (2008). Popüler Kültürün Toplumsal Etkileri Ve Pop Sanat, Erişim Tarihi: 4 Nisan 2023. Ulusal Tez Merkezi: https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp adresinden alındı
Deliktaş F. (2022). Popüler Kültür İmgelerinin Kavramsal Sanatta Kullanımı, Erişim Tarihi: 23 Mart 2023. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp adresinden alınmıştır.
Ürkek, Resul. (2019). Jean Baudrillard ve Tüketim Toplumu, Erişim Tarihi: 9 Ocak 2023 https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp adresinden alınmıştır.
Şahin, Hikmet. (2021). Tüketim Kültürü Bağlamında Sanatın Metalaşması, İdil Dergisi, Erişim Tarihi: 14 Mart 2023 https://www.idildergisi.com/makale/pdf/1640460730.pdf adresinden alındı.
Aslışen, Mehmet. (2006). Postmodern Süreçte Kitsch Olgusu, Erişim Tarihi: 3 Ocak 2023. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/tezSorguSonucYeni.jsp adresinden alınmıştır
Yaşar, Mesut. (2006). Tüketim Toplumu ve Sanat İlişkisi, Erişim Tarihi: 10 Ocak 2023. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/69888 adresinden alınmıştır.
Ümer, Engin. (2019). Sanatın Sonu ve Andy Warhol’un Sanatı, Erişim Tarihi: 5 Nisan 2023.
https://dergipark.org.tr/tr/pub/odusobiad/issue/44137/538131 adresinden alınmıştır.
Yılmaz, Nazik Çelik. (2018). Sanat ve Kültür Endüstrisi, Erişim Tarihi: 5 Nisan 2023. https://www.sosyalarastirmalar.com/articles/art-and-culture-industry.pdf adresinden alınmıştır.
Demirel, Songül & Yeğen, Ceren.(2015). Tüketim, Postmodernizm ve Kapitalizm Örgüsü, Erişim Tarihi: 6 Ocak 2023. http://ilefdergisi.ankara.edu.tr/tr/pub/issue/28586/305275 adresinden alınmıştır.
Bahadır, Murat. (2019). Theodor W. Adorno’da Kültürün Metalaşması. İstanbul: Çizgi Kitabevi Yayınları
Ataseven, Serpil Yayman.(2017). Andy Warhol’un Resimlerinde Popüler Kültürün Etkisi, Erişim Tarihi: 16 Ocak 2023. https://dergipark.org.tr/tr/pub/ksbd/issue/31387/344612 adresinden alınmıştır.
Danto, Arthur C. (2018). Andy Warhol. (Süha Sertabiboğlu, Çev.) İstanbul: Ayrıntı Yayınları
Ersöz & Bahar. (2014). Andy Warhol Herkes İçin Pop Sanat.(Ayşe Düzkan, Jessica Taylor-Kucia, Çev.) İstanbul: Pera Müzesi Yayınları, Sergi Katalogu
Uz Ayfer & Abul Derya, Japer Johns Eserlerinde Popüler Kültür İmgeleri. Erişim Tarihi: 2 Temmuz 2023.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/358062 adresinden alınmıştır. Artun, Ali. Kitsch, Pop ve Eleştrinin Anlamsızlaşması. Erişim Tarihi: 19 Temmuz 2023. http://aliartun.com/yazilar/kitsch-pop-ve-eleştirinin-anlamsızlaşması/
Farrant, Theo. Warhol and Basquit’s legendary collabortaion takes centre stage in Paris Exhibition. Erişim Tarihi: 10 Haziran 2023. https://www.euronews.com/culture/2023/04/05/warhol-and-basquiats-legendary- collaboration-takes-centre-stage-in-paris-exhibition adresinden alınmıştır.
Thomson, Jon. (2014).Modern Resim Nasıl Okunur Modern Ustaları Anlamak,(Firdevs Candil Çulcu,Çev.) İstanbul: Hayalperest Yayınevi
Yılmaz, Ensar.(2008). Toplumsal Değişme ve Sanat İlişkisi Üzerine Bir Deneme. Erişim Tarihi: 5 Nisan 2023
Kurt Yaman, Ayşegül. (2009).Adorno ve Horkheimer’in Kültür Endüstrisi Eleştirisi Üzerine Bir İnceleme, Erişim Tarihi: 19 Temmuz 2023. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/TezGoster?key=ZeTyprYuef2HkaF3xt4wYrj_uH33qu5-ECurA535nLEO-OJdWWİUİE6pIHMUUWxM adresinden alınmıştır.
Dal, Nesrin.(2017).Tüketim Toplumu Ve Tüketim Toplumuna Yöneltilen Eleştiriler Üzerine Bir Tartışma, Erişim Tarihi: 6 Ocak 2023. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/318644 adresinden alınmıştır.